İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 24 TV’de, Belkıs Kılıçkaya moderatörlüğünde, 24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek ve Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu’nun sorularını yanıtladı.

Programın bir bölümünde gazetecilerin, eski Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul’la ilgili sorusunda Kuytul’un 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili skandal sözlerini ekranlardan gösteren Soylu, “Bakın ben bu sözleri 10 defa dinledim. Burada FETÖ elebaşına diyor ki ’15 Temmuz’un nasıl olduğunu dinlemek isterim. Bu metotları bundan sonra birleştirerek devam ettirelim’ diyor.” şeklinde konuştu.

“PANDEMİ VAR, MÜDAHALE ETSEN DERT ETMESEN DERT”

Soylu sözlerinin devamında, Adana’da 3 Mayıs gecesi yanındaki bir grup Furkan Vakfı mensubu ile sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal ederek 40 camide itikaf ibadeti için toplanması suçlamasıyla gözaltına alınan Furkan Vakfı’nın eski başkanı Alparslan Kuytul’la ilgili şu ifadeleri kullandı:

”İtikaf meselesini çocukluğumdan beri bilirim. Diyanet Başkanlığımız buna izin vermiş. 2 yıldır sayın Diyanet İşleri Başkanımız “Çok gitmemenizi tavsiye ediyoruz” diyor. Evde yapmak daha doğru olur diye bir tavsiyesi var. Mesele burada değil. Bunun, Ramaza’nın başından itibaren, bahsedilen grup ilk önce “Bu devlet bizim namaz kılmamızı istemiyor”. Böyle bir şey var mı? Hayır. Pandemi var. Müdahale etsen dert, etmesen dert.

“BU ADAM 4,5 YILDIR İLGİ ALANIMIZDA”

Bu adam 4.5 yıldır ilgi alanımızda. Türkiye karşıtı ve düşmanı ne kadar mesele varsa onların savunucusu. Zihniyetinin ne olduğu, dini istismar ettiği bir Türkiye düşmanlığı ortaya koyduğu belli. Ne zaman bir hadise yapsa polise, devlete karşı hem hakaret eden hem şiddet uygulamaya çalışan bir devlet anlayışı var. Ötesi var; kadınların eline Kur’an-ı Kerim verip polislere saldırtıyor. Bir vakıf kurmuş, kendine ait bir gelir oluşturmuş, orada da birtakım yolsuzluk ve dolandırıcılığı söz konusu.

“BİZ BUNUNLA SABAH AKŞAM UĞRAŞIYORUZ”

Amacı dini istismar, provokasyon, usulsüzlük ortaya çıkarmak. Netice itibarında da Türkiye’de bir bölge üzerinden kaos çıkarabilir miyim anlayışını gerçekleştirebilmek. Daha önce gözaltına alındı. Şu anda yürüyen birçok davası var. Biz bununla sabah akşam uğraşıyoruz. Sürekli olarak farklı kılıklarda farklı adımlar atmaya çalışıyor.

“CAMİDE OTURULUP, MASA ATILIP SANDALYEYLE BİRLİKTE İTİFAK MI YAPILIR?”

Burada ne yaptı? Talimat verdi, ‘Bu camilere gireceksiniz’. İtikaf yapacaksan yap, benim söylediğim camilere gir, ben bunu kontrol edeyim. Caminin içinde bizimkiler müdahale ettiği zaman hükümete, devlet başkanına, bize ağza alınmayacak, caminin o haline yakışmayacak sözler söyleyince ortam geriliyor. Tabii üzüldüm. Orada olmaması gereken bir personelin gaz sıkması kabul edilebilir değildir. Ben bunu hayatta kabul edemem. Zannediyorum olay ani gelişti. Orada hemen soruşturma başladı. Ama olayın başı bambaşka bir tablo. Camide oturulup, masa atılıp sandalyeyle birlikte itikaf mı yapılır? Burası Müslümanlığın doya doya her haliyle yaşandığı bir ülkedir. Etrafımızdaki bütün coğrafyanın Müslümanlığın yaşanması açısından imrendiği bir memlekettir.

“O AKŞAM AYNI ANDA 500 CAMİDE İTİKAF YAPMAYA ÇALIŞTILAR”

Bir düzeltmeyi ortaya koyayım: Biz o akşam sadece 2 cami değil, 40’ın üzerinde camide 500’ün üzerinde kişi aynı anda itikaf gerçekleştirmek istediler. Arkadaşımız gece gerekli hassasiyeti göstererek oradan uzaklaştırdılar. “Ben sizin devletinizi tanımıyorum, teravihi kılacağım” diyor. Hep beraber kılalım, evde kılalım. Ama oradan Türkiye’yi terörize etmeye çalışan bir anlayış gerçekleştirmek istiyor. Buna müsaade etmeyiz”

İTİKAF NEDİR?

İtikaf bir camide ya da mescitte sadece ibadet niyetiyle ve belirli kurallara uyarak özellikle Ramazanın son 10 gününde dünyadan el etek çekmek bir nevi inzivaya çekilmek demektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir